Diyarbakır Barosu tarafından Sur ilçesinde bir otelde düzenlenen “Barışın İnşası İçin Yeni Bir Başlangıç” toplantısına DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak, DEM Parti milletvekilleri, bölge baro başkanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan Bakırhan, yürütülen sürecin tüm toplumu ilgilendirdiğini belirterek önemli mesajlar verdi.
“BU SÜREÇ 86 MİLYONU İLGİLENDİREN BİR SÜREÇTİR”
Bakırhan, barış sürecinin tarihi bir önem taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi: “Bu süreci birlikte yürüteceğiz, yöneteceğiz. El sıkışmayla başlayan, bir yıldır devam eden çok anlamlı bir tarihi süreci devam ettiriyoruz. Bir yıldır sürüyor olması çok kıymetlidir. Bu süreç 86 milyonu ilgilendiren bir süreçtir. Sürekli bu zemini güçlendirmek için çaba gösterdik. Ayrıca Meclis’te ilk kez Kürt meselesinin tartışıldığı bir komisyon kurulması da bizim için kıymetlidir. Tüm provokasyonlara rağmen bir yıldır sürecin devam etmesi çok değerlidir. Bu sürecin bozulmasını isteyenler olabilir ama Diyarbakır halkı ve partimiz kimseyi heveslendirmeyecektir.”
“BARIŞ YASALARI ARTIK GÜNDEME ALINMALI”
Sürecin bir yılını dolduracağına dikkat çeken Bakırhan, Meclis’in yeni dönemde adım atması gerektiğini ifade etti: “Neredeyse bir yıldır toplumun birçok dinamiği dinlendi, önerileri kayıt altına alındı. Bunları hayata geçirirsek Kürt meselesini büyük oranda çözebiliriz. Artık Meclis dinlemeyi bırakmalı, barış yasalarını hayata geçirecek kanunlar çıkarmalıdır. Ekim ayında Meclis açıldığında başta Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu olmak üzere temel düzenlemeler gündeme alınmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, infaz kanunu ve tutuksuz yargılamayı keyfilikten çıkaracak adımlar atılmalıdır. Bunlar toplumun talepleridir.”
“SURİYE’DEKİ MESELE SET OLMAMALI”
Bakırhan, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’de yürüyen sürecin önüne engel olarak konulmaması gerektiğini belirtti: “Suriye’deki mesele Suriye’deki dinamikleri bağlıyor. Tam tersine Türkiye’de bu süreç başarıya ulaşırsa, orada da bir model olabilir. Değişimin lokomotifi olabilir. Ama sürecin önüne Suriye’yi koşul olarak koymak bu süreci zedeler. Türkiye’de esecek bir çözüm süreci yalnızca içeride değil; Kamışlı’yı, Hevler’i, Halep’i de rahatlatacaktır. Umut hakkı için artık gerekli adımlar atılmalıdır.”
“DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ ÖZGÜR KALMALI”
Konuşmasında tutuklu siyasetçilere de değinen Bakırhan, şöyle devam etti: “Toplumda gerilime yol açan ancak çözüm için olumlu iklim yaratacak adımlar atılmalıdır. İmamoğlu tutuksuz yargılanmalı, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ özgürlüklerine kavuşmalıdır. Seçilmiş insanların tutuklu olması demokrasiyle bağdaşmaz. Hasta tutuklular serbest bırakılmalı, cezaevleri boşaltılmalıdır.”